Bilgi

Gecenin karanlığı yavaş yavaş dağılırken, gözlerimi açtığımda kalbimin ritmini kulaklarımda duyabiliyordum. Sanki gece boyunca sakladığım tüm düşünceler, sabahın ilk saatlerinde yüzeye çıkmak için sabırsızlanıyordu. Yatağımda hafifçe gerindim, kaslarımda beliren ufak çekilmelere, tatlı bir rahatlamaya dair işaret gibi kulak verdim. Üzerimdeki yorgunluğu atabilmek için hafifçe doğrulup saçlarımı arkaya doğru topladım. Saç diplerimdeki serinlik, beni bir anlığına titretti; o an, bu titremenin içimdeki rüzgârları uyandırabileceğini sezdim.

Yatakta bacaklarımı uzatıp esnerken, gözlerimi yeniden kapattım ve nefesimin ritmine odaklandım. İçimde belirgin bir huzur, ama aynı zamanda belli belirsiz bir tutku vardı. Bedenim, benimle sessiz bir dilde konuşuyor, “Kalk ve beni hisset,” diyordu sanki. İnce bir örtüyü kenara itip yavaşça ayağa kalktım. Ayaklarımın yere değmesiyle içimde oluşan basınç, günün başladığını haber veren ufak bir sinyal gibiydi. Derin bir iç çekip odanın ortasında bir an durdum.

Sonra, bedenimi araştırmaya karar verdim. Ellerim, boynumdan başlayarak omuzlarımın üzerine nazikçe oturdu. Orada, gece boyunca biriken hafif sertliği hissettim. Ufak daireler çizerek bu sertliği gidermeye çalıştım. Tenimdeki ılıklık, uyanan kaslarıma keyifli bir selam gönderiyordu. Omuzlarımı hafifçe silkerek, gevşemelerine izin verdim. Kendi kendime gülümsediğimi fark ettiğimde, aynadaki yansımama takıldı gözüm. Fakat bu kez aynaya yaklaşmak yerine, içimdeki hissi sürdürmeyi seçtim. Dışarıdan nasıl göründüğümü değil, içeriden nasıl hissettiğimi merak ediyordum.

Ellerim, göğsümün ortasına doğru ilerleyip kalbimin düzenli atışını yokladı. Burada sakladığım heyecan, sanki her an büyüyebilirmiş gibi tetikteydi. Hava henüz tam aydınlanmamış olsa da, bedenimin enerjisi sabahın tazeliğiyle birleşerek bana dingin bir coşku sunuyordu. Usulca göğüs kafesimde dolaşan avuçlarım, nefesimin ritmini daha da yavaşlattı. Şimdi her soluk, bedenime yayılan ipeksi bir huzur dalgası gibi hissediliyordu.

Bir süre sonra, ellerimi belime doğru kaydırdım. Burada, bedenimin kıvrımının güzelliğiyle buluştum. O kadar narin ve aynı zamanda güçlüydü ki, içimdeki çelişkili duyguların birleştiği bir nokta gibi. Tek bir çizgide hem zarafet hem de dayanıklılık barınabiliyordu. Derin bir nefes alırken, belimde hissettiğim hafif gerilim, günün telaşına hazırlanıyor gibiydi. Fakat ben bu anı biraz daha uzatmak, bedenimi keşfederek sakinliğe davet etmek istiyordum.

Kalçalarıma doğru ilerlediğimde, parmak uçlarımın bıraktığı küçük izler, bana kadın olmanın ne kadar özel ve güçlü bir his olduğunu bir kez daha hatırlattı. Burada hissettiğim ağırlık ve yumuşaklık, beni güvende hissettiriyor, aynı zamanda içimdeki heyecanı alevlendiriyordu. Bedenimin her kıvrımında, kendime dair yeni bir ayrıntı keşfediyordum. Sanki gece boyu dinlenmiş olmanın verdiği özgürlük, şimdi tüm hücrelerime yayılıyordu.

Yatağın kenarına yeniden oturduğumda, bacaklarımı yavaşça uzattım. Sırtımı dikleştirip başımı geriye yasladım. Gözlerim artık açık, ama dış dünyada değil, iç dünyamın koridorlarında dolaşıyordum. Ellerim bacaklarımın üzerinde gezinirken, kas liflerimin yavaşça gerilip gevşediğini duyumsadım. Bu küçük farkındalık kırıntıları, içimde yer eden kaygıları şefkatle söküp atıyordu.

Sonra, odanın içine biraz daha ışık dolduğunu fark ettim. Gün ağarırken, ben de içimdeki rüzgârların dinmediğini, tam aksine daha da güçlü esmeye başladığını hissediyordum. Bu rüzgârlar beni kâh derin bir huzurun kucağına bıraktı, kâh coşkulu bir enerjiyle doldurdu. Ayağa kalkıp birkaç adım atarken, bedenimdeki kan dolaşımının her adımla nasıl ivme kazandığını izledim. Dünyaya, böylesine canlı ve farkında uyanmak, belki de en büyük lüksümdü.

Pencereye yaklaşarak dışarıdaki aydınlanan gökyüzüne baktım. İçimdeki rüzgârlar, dışarıdaki hafif esintiyle sanki bir uyum yakalamıştı. Konya Escort Kızı olduğum için bütün evrenle aynı ritmi paylaşıyormuşum gibi hissettim. İşte bu ânın büyüsünü içime çekip, günün geri kalanını karşılamaya hazır hale geldim. Yatakta geçirdiğim o sessiz dakikaların, bedenimin her bir noktasına bıraktığı yumuşak dokunuş, şimdi bütün ruhumu sarmıştı. Bu yoğun duygular, gün boyu bana rehberlik edecek, bana güç ve mutluluk verecekti. Çünkü insan kendi bedenine dokundukça, içinde hiç ummadığı renkleri ve sesleri keşfedebiliyor. Ve ben bu sabah, içimdeki rüzgârların melodisini bulmuştum.